Minimalist hareketle her zaman kişisel bir yakınma yaşadım. Bu karmaşık bir duygu kümesidir, ancak minimalizmle ilgili zorluklarımı üç kelimeye dönüştürebilirim: şeyleri severim.
Her içecek için sadece doğru bardağa sahip olmayı seviyorum (bazıları nesiller boyunca dehşete düştü ve dağıtıldı). Bana tanıdığım insanları, bulunduğum yerleri ve yaptığım şeyleri hatırlatan biblolar toplamayı seviyorum. Güzel bir odayı dekore etmenin anahtarının beyaz duvarlar olmadığını, katman olduğunu düşünüyorum. Ve sonra, yaşadığınızı düşündüğünüzde bile, her şeyi yeniden katmanlandırın. Daha fazla sanat, daha fazla bitki, daha fazla yastık. Daha.
Bu tür daha fazla bir yaşam felsefesi ile kendimi o anın minimalist hareketinde bulmakta her zaman zorlandığımı görebilirsiniz. İçme bardaklarından hangisinin en çok neşeyi yaktığını anlayan kız olmayacağım, daha sonra koleksiyonumun geri kalanına bağış merkezine giderken hizmetlerinden dolayı teşekkür etmeyeceğim. Bu yüzden minimalist hareketin benim için uygun olmadığını kabul ettim ve yaşamaya (ve toplamaya) devam ettim.
Yeşu’nun buradaki niyetini anladığım kadarıyla, minimalizmde sadece bir şeyleri temizlemekten daha fazlası var (her ne kadar bu kesinlikle onun büyük bir parçası olsa da, perspektifinden). Önce eşyalarını temizlemelisin ve sonra her iki şeyden de kurtulduğunuz daha yüksek bir minimalist varlık düzlemine ve şimdi boş raflarınızı tüm yeni şeylerle yeniden doldurmaya yönelik ezici dürtüye ulaşın. Birinci adım: Daha az şey. 2. Adım: Daha Az Alışveriş.
Peki ya birinci adımı atlarsak? Ya daha az istersen, zaten yeterince var mı? Bu sorular Joshua’nın sözünü okuduğumda aklımı ilk kez geçen düşünceler gibi bir şeydi ve o anda kendimi (belki, potansiyel olarak, bir gün) bir Minimalist.
Görüyorsun, hep seveceğim sahip olan şey. Ama bir noktada… dır-dir benim için yeterli. Ne zaman gelseler kendim ve arkadaşlarım için yapmak istediğim her içecek için doğru bardağa sahibim. Ve şimdi bu koleksiyonu bitirdim. Yaşam tarzımın bu alanını desteklemek için ihtiyacım olan her şeye sahibim (boş raflardan daha fazla sevinç yaratan bir alan) ve başka bir şey istemiyorum. Bazı açılardan - aklımdan, eğer kimse yoksa - cam dolap minimalizm versiyonuma ulaştım. Koleksiyon koleksiyonuma bakıp “Bu yeterli” diyebilirim.
Bunun son zamanlarda bildiğimiz çıplak beyaz estetik minimalizm gibi bir şey olmadığını anlıyorum, ama benim için çalışan minimalizm. Belki senin için de.